Homeros’un derlediği çeşitli halk söylencelerini bir öykünün içine yedirerek aktardığı kitabı Odissea’da Aeolos adası olarak geçen yer; Gökçeada olmalı. Aeolos’un anlamı da “yel” olabilir.
Homeros, “Aeolos” için, “rüzgârların efendisi” der. Aeolos adasında oturur, Odisseus’a sığır derisinden bir tulum verir, içine rüzgâr doldurmuştur. Ülkesi İthaka’ya giderken yolda rüzgâr gerekirse, gemisi kolay yol alsın diye.. İthaka, Aeolos adasından gemi yolculuğu ile dokuz gün dokuz gece uzaklıktadır. Ancak tayfalar, tulumların içindekileri yiyecek sanıp ağzını açarlar ve tüm rüzgârlar boşalır. Gemi uzaklara, çok uzaklara sürüklenir.
Odissea’da geçen Aeolos adası olsa olsa Gökçeada'dır. Gökçeada’da yılın 300 günü rüzgârlı geçer, Aeolia gibi Kuzey Ege’de yer alır. Odissea’da Aeolos, Odisseus’u uğurlarken ona poyraz verir. Gökçeada’nın da hakim rüzgârı poyrazdır. Bu bölgenin en kuvvetli rüzgârları Şubat ayında eser. Yöre’de, yazın fırtına çıktı mı, “Şubat gibi” derler. Odissea’de anıldığı gibi bir deniz yolculuğu yaşanmışsa, geminin yolundan sapması, Şubat dolaylarında olmalıdır.
Aeolos / Gökçeada, Truva’dan ayrılan Odisseus’un üçüncü durağıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder